-----------------------------------

-----------------------------------

24 Temmuz 2014 Perşembe

Beklenmedik..

 Hayatın artık bana adil davranmaya başladığını düşünmüştüm. yada hayal kurdum. bu konu hala kilit.
Hiç beklenmedik insanlar vardır hayatınızda hani. kız, erkek, arkadaş, sevgili, dost, akraba hatta düşman bile. Bişeyi yapmasını beklemezsiniz iyi yada kötü. eminsinizdir bundan. Hah işte o beklenmedik insan bi hayal kırıklığı yarattı. bi buçuk yıllık geçmişimizde onca kavga da etsek, küssek de, mutlu olsak yada diğer olaylarda hiç bi hayal kırıklığı yaşamadım bu kadar. çok kötü şeyler yaptı evet ama beklendik olaylardı. yapardı yani yapabilirdi ama bu yapmadığı yapamayacağı bişeydi. kan bağı yoktu ailenden değildi. ama annen canını yakardı istemeden belki isteyerek ama o kıyamazdı sana. bilirdin belliydi gözlerinden. bakışından sana gülümsemesinden hatta ses tonundan bile belliydi. konuşurken farklı bişey anlatsa da ses tonu 'SENİ ÜZMEYECEĞİM, KIYAMAM Kİ BEN SANA' derdi. gerek dost oldu gerek sevgili gerek düşman gerekse bi babaydı hayatımda. aslında hala da öyle. bi halt yaptı çok ama çooooook uzun zaman önce. geçmişti. hani geçmişi peşini bırakmadı derler ya onunda bırakmadı. abartılıcak bişey yok hırsız, katil, tecavüzcü falan değildi. ama bunlar olmasına gerek de yoktu. herneyse yakaladım onu hayal kırıklığı yaşattığı hatasında. yapmadığı ama yapmış gibi anlaşılan, öyle görünen, yapmadığını bildiğin ama olay karşısında yapmamıştır diyemediğin, üzüldüğün, kırıldığın, pişman olduğun, bir sürü boşluk hissettirdi bana. hani yapmadı eminsin. ama yapmadı diyemiyosun. çünkü olaylar o çerçevede gelişmedi. bakış açınız çok farklı. ve haksızlığa gelemeyen, boşuna suçlandığını düşündüğünde suçlayan kişilere siktir çeken o arkadaş saatlerce peşimden koştuğunda haksız olduğuna inanamadım. 'BOŞUNA SUÇLUYOSUN BENİ !' diyodu ama boşuna suçlasam yanımda durmazdı karakteri öyleydi. giderdi..ve gitmedi bu cümleyi defalarca kurdu ve genel erkek tipi konuşması hiç bişey düşündüğün gibi değil, çok yanlış anladın gibi cümleler çıktı ağzından yine defalarca ve hızlı. o an kötü olduğum için pek idrak edemedim zaten o kadar sinirli olmama rağmen bağırmadım hatta konuşmadım bile. konuşamadım. belki de suç bendeydi. sevdiğimi, güvendiğimi, her gün görüşmemize rağmen her akşam deli gibi onu özlediğimi pek belli etmek istemedim. korktum, kaçan kovalanır denen o aptal söze uyup hep kaçtım ondan.evet ben kaçtıkça kovaladı söz işe yarıyodu 'kaçan kovalanır.' ama o üzüldü. üzülmesine dayanamadığım kişiyi defalarca egom içim üzdüm. farkında değildim ve çok sonra anladım. o da suçluydu ben de kısacası.
konuya geri dönelim. hatasına..araştırdım. yaptığı hatanın derinine gidip teker teker araştırdım. samanlıkta iğne aramak gibi. hiç bi detayı atlamadan her konuşması, her davranışı, her olayı araştırdım.gördüm ki durum gerçekten düşündüğüm gibi değilmiş. gereksiz yere suçlamama rağmen yanımdan gitmemesi, yalvarması, üzülmesi, sinirlenmesi hatta küfür etmesi bile beni benden bile fazla sevdiği içinmiş. üzülmemem, kırılmamam içinmiş. beklenmedik bişey yaptığını düşündüğüm o kişiye aslında ona güvenmeyerek onun benden beklemediği bişeyi yapmışım haberim yokmuş. asıl beklenmedik kişi benmişim. ben onun bana yaptığını düşündüğüm hayal kırıklığından daha büyüyüğünü yapmışım ona da o yine de susmuş. hala da susuyo. seviyo. öpüyo bide bunlara rağmen seni seviyorum diyo. ben bunları yaptıktan sonra hiç beklemediğim şekilde bana yine herşeyi olduğumu hissettiriyo. bende bunu ondan beklemezdim. yaptıklarımdan sonra hala yanımda durup sıkı sıkı sarılmasını mesela bende beklemezdim. ikimizde birbirimizin beklenmedik kişisiyiz. ben kötü beklenmedik kişi, o iyi.. ve o beklenmedik kişi iyi ki var.

15 Temmuz 2014 Salı

Boş yatak

Nasıl oldu bende tam olarak bilmiyorum. evet yine hayvanlara karşı herkesin beslediği duygulardan daha aşırıya kaçan duygular besliyordum onlara. eve de yavru bir golden aldıktan sonra hayat benim için daha sevilesi biyer haline gelmişti. eve gelmemin bir sebebi vardı artık. kapıyı açtığımda beni kapıda bekleyen dışarı uğurlayan biri. onunla yatıp onunla kalkmak, ben ağladığımda ağlaması ve her anımızı birbirimizle geçirmemiz.. yatağımın eksilmezi olmuştu. o olmayınca bende uyuyamıyordum, mesela eğitime yolladığımızda.. bugün eve annemin bir arkadaşı geldi. ve zeytini sevdikten sonra ben her zamanki gibi selam verip odama doğru yürüyodum normalde ben nereye gidersem gelen zeytinin ayak sesleri gelmedi. bir an başına bişey gelmesi mümkün olmasa da endişeyle kafamı çevirdim ve zeytinle gözgöze geldik bikaç kere gördüğü adamın ayakdibine benim ayakdibime oturur gibi oturmuş suçlulukla bana bakıyodu ama kuyruğu bile kıpırdamıyo, gözleri açık ölü taklidi yapıyordu sanki bana. düşündüm zeytin daha genç, hareketli ve heyecanlı bi miniğimiz. belki de o yüzden zaman geçirip gelicek diye bekledim odamda usulca. saatler geçti bu sürede her an gelmesini bekledim tabi en sonunda dayanamadım 'ZEYTİN!' diye bağırdım saniyeler sonra soluk soluğa odama geldi ve kısa süre baktıktan sonra kıçını dönüp koşarak salona gitti. uzun süre şokunu atlatamadım bunun belki çok basitti ama benim beklentim böyle değildi. uzun süre dışarıyı izleyip ardı ardına sigara içtim ve salonda halinden çok memnun olduğundan sanırım sesi soluğu çıkmıyordu.bir ara benden de ses soluk çıkmadığı için sanıyorum odama bana bakmaya geldi bana baktı ve bende ona tüm kırgınlığımla baktım. yetersiz bir gönül alma çabasıyla yanımda iki dakika kadar durup tekrar gitti. zeytin her zaman benim biriciğimdi ama 1.5 yıldır birbirimizin herşeyi olduğumuz canlı beni satmıştı yada ben öyle hissettim yada abarttım bilmiyorum. saat 8.30 a geliyo ve ben zeytin gelmedi diye uyuyamadım. ne zaman uyurum yada o ne zaman gelir hiçbir fikrim yok. tek bildiğim şey onu bekliyorum